Ukrayna’nın kuzeyinde, Rusya ile Belarus sınırlarının kesişme noktasındaki Çernigiv Bölgesi keşfedilmeyi bekliyor.
Başkenti Kiev’in 140 kilometre kuzeyindeki Çernigiv Şehri, Ukrayna tarihide; siyasi, iktisadi, içtimai, medeni hayatının başlıca merkezlerinden birisi oldu.
Ukrayna Ekonomik Kalkınma ve Ticaret Bakanlığı, Kiev Basın Kulübü, yerel yönetimin ortak projesi çerçevesinde, Çernigiv Bölgesi’nin, doğal, tarihi ve kültürel varlıkları hakkında basın mensuplarına bilgi verildi.
12. asırda Moğol Hanı Mengü liderliğindeki Altın Ordu Devleti sınırları içerisinde kalan Çernigiv’de o dönemin izlerini de sürmek mümkün. Doğu Ukrayna’ya başkentlik yapan, Baturin aslına uygun olarak inşa edilen kalesi, sarayları, ahşap kiliseleri ile o dönemin siyasi, idari ve dini mirasını görmek mümkün.
Başkent Kiev’e yakınlığı nedeniyle Çernigiv, ulaşım avantajına sahip. Yaklaşık 2 saatlik bir yolculuk akabinde; tarihi kiliseler, saraylar kaleler ve el değmemiş bir doğa uçsuz bucaksız bol sulu ve verimli toprakları görmek mümkün.
Müzeler bölgesi Çernigiv’de sadece 37 müze her yıl yaklaşık bir milyon kişi tarafından ziyaret ediliyor. Bu bölge henüz Türk ziyaretçiler tarafından keşfedilmemiş. Özellikle ormanlar içerisinde saklı kalp şeklindeki Golubi Ozera (Golubi Gölü) doğada kamp yapmak isteyen doğal yaşam isteyen içinler alternatif bir tatil güzergahı.
UKRAYNA’NIN ESKİ BAŞKENTİ: BATURİN
Çernigiv Bölgesi’nin ülkenin diğer bölgelerinden ayıran bir özelliği ise bölgedeki Baturin şehrinin; 1669-1708 ile 1750-1764 yılları arasında Doğu Ukrayna’ya başkentlik yapmış olması.
Günümüz Ukrayna’sında, Baturin aslına bağlı olarak muhafaza edilmiş; Kozak yaşam tarzının devam ettiği köyler, kiliseler, saraylar ve dönemin idari binalarını görmek ve Hetman idaresini ve yaşam şartlarını merak edenler için bire bir korunmuş ve restore edilmiş eski başkent bütün görkemi ile ziyaretçilerini bekliyor.
Ukrayna’nın Bursa’sı olarak adlandırabileceğimiz, Baturin’deki kale ve müzeler sizi zaman makinesinde eski Ukrayna’ya götürecek. Günümüzün çağdaş mimarisinden uzak, geniş parklarda Desna Nehri’nin sakin sularının eşliğinde Ukrayna’nın tarihine yolculuk yapmak, Tatar Moğol istilasının izlerini sürmek için güzel bir bölge.
Kale çevresindeki su hendeği, hazine dairesi, idari bina, tarihi kilisesiyle başkent Baturin’i çevreleyen ahşap kale görmeye değer.
BATURİN’İN GÖRKEMLİ ROZUMOVSKİY PALAS’I
Baturin, şehrine yapacağınız ziyarette, Rozumovskiy Palas mutlaka ziyaret etmeniz gereken bir mekan. Dönemin önde gelen mimarlardan Charles Cameron tarafından 1799-1803 yılları arasında inşa edilen, Yaşadığı onca savaş ve yıkım akabinde, aslına uygun olarak imar edilen Rozumovskiy Palas, 22 Ağustos 2009’da Ukrayna Bağımsızlık Günü arifesinde, eski Ukrayna Cumhurbaşkanı Viktor Yuşçenko tarafından ziyarete açılmış.Rozumovskiy Palası gezerken ressam Finenko E. tarafından 2005 yılında çizilen Osmanlı – Rus savaşlarını resmeden büyük yağlı boya tabloyu da mutlaka görün.
Şimdilerde müze olan Rozumovskiy Palas, klasik tarzda inşa edilmiş, büyük bir park içinde ek binalarıyla ve çevre düzenlemesiyle görmeye değer bir yapıt. Sarayın ana cephesi sekiz sütun ve revaklarla süslenmiş. Buradan Seym Nehri’nin manzarasını izlemek mümkün. Sarayı yaptırmasına rağmen sarayda yaşama hayallerine erişemeyen Kirill Rozumovskiy’de Ocak 1803’te ölümünden sonra saray uygun bakım yapılmadan bırakılmış ve inşaatı devam eden tüm tesislerin yapımı durdurulmuş. 1824’te çıkan bir yangın, sarayın tüm iç mekanlarını tahrip etmiş.
1908’de gerçekleşen Rus Arkeoloji Kongresinde, Kirill Rozumovskiy Sarayı’nı yeniden canlandırması kararlaştırılmış ve 1911’de, “Rusya Eserlerinin Korunması” vesayeti altına girmiş. St. Petersburglu mimar Aleksander Bilogrud restorasyon çalışmalarına 1913 yılına kadar devam etti. Ancak Ağustos 1923’te Kirill Rozumovskiy Sarayı büyük bir yangın daha geçirdi, bu yangında sarayın ek binaları kullanılamaz hale geldi.
1941-1945 İkinci Dünya Savaşı sırasında Kirill Rozumovskiy Sarayı’nın dış cephesi ve dekoratif unsurları büyük hasar gördü. Savaş sonrasında 2001-2002 yıllarında dönemin Başbakanı Viktor Yuşçenko’nun girişimi 2003 yılında başlayan anıtlarının korunması program çerçevesinde Kirill Rozumovskiy Sarayı’nın restorasyonuna yeninden başlanıldı. 2009 yılında başarıyla tamamlanan restorasyon akabinde Rozumovskiy Palas tarihinde ikinci defa orijinal güzelliğiyle ortaya çıkmış oldu.
Muhabir: Yunus Erdoğdu – Baturin
Fotoğraflar: Yunus Erdoğdu ve Pavel Bagmut
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Ukraynahaber.com’a aittir. Haberlerimiz kaynak gösterilerek veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.